Avustralya'da, bir spor salonunun camında bir reklam; zayıf ve bronz tenli bir kadın, hemen yanında şu yazıyor:
> "Bu yaz, denizkızı mı olmak istersiniz, yoksa bir balina mı?"
> Afişteki mankenin fiziksel özelliklerinden çok uzak olan orta yaşlı bir kadın, spor salonunun reklamına sesli bir cevap veriyor:
> İlgilenenlere duyurulur,
> Balinaları arkadaşları asla yalnız bırakmazlar, yunuslar, deniz aslanları, meraklı insanlar..
> Aktif bir cinsel yaşamları vardır, hamile kalır, sevimli bebek balinalar doğururlar.
> Denizde yüzer, oynarlar. Polinezya adalarının mercan kayal ıkları gibi muhteşem yerleri görme şansına sahiptirler.
> Balinalar harika şarkı söylerler, CD'leri bile vardır.
> Bazı insanlar dışında, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlık yoktur. Dünyada herkesin sevdiği, koruduğu ve hayran kaldığı şahane hayvanlardır.
> Denizkızı?
> Öncelikle, denizkızı diye birşey yoktur.
>! ; Var olsalardı da kimlik karmaşası sebebiyle psikolog kapılarında sıra oluştururlardı. Balık mısın? İnsan mı?
> Cinsel hayatları yoktur. Yanlarına yaklaşan erkekleri öldürüyorlar, nasıl olabilir ki? hem, iyice bir bakın, gerekli donanım nerede??
> E, sonuç olarak çocukları da olmaz.
> Zaten balık kokan bir kadını kim ister ki?
> Sonuç?
> Ben balina olmayı tercih ederim.
> Medya sadece zayıf insanların güzel olduğunu savunuyor ama ben çocuklarımla dondurma yemeyi, beni heyecanlandıran adamla güzel bir akşam yemeğinde sohbet etmeyi, arkadaşlarımla çikolata paylaşmayı çok seviyorum.
> Zamanla kilo alıyoruz; çünkü, kafamıza o kadar çok bilgi yüklüyoruz ki yer kalmıyor ve bedenimizin diğer bölümlerine yerleşmeye başlıyor. Yani, biz kilolu değiliz, inanılmaz kültürlü, eğitimli ve mutluyuz.
> Bugünden itibaren, aynaya bakıp da kalçamı gördüğümde, şunu düşüneceğim:
> "Allah'ım ne kadar da akıllıyım!"
>